Dünyada Hiç Kedi Olmasaydı, Neler Olurdu?

Dünyada Hiç Kedi Olmasaydı, Neler Olurdu?

Kimi çok sever, kimi de pek hazzetmez kedilerden. Olabilir tabi ama sadece bir anlığına düşünsenize; bir sabah uyandık ve dünyada tek bir tane bile kedi kalmamış. Evet, tabi ki düşüncesi bile korkunç! Kediler olmasa bizi kim bu kadar neşelendirirdi? Size bir haberim var, kedilerin bize yaptığı tek güzellik sevimli halleri değil. Onların insanlığa katkısı çok daha büyük. Yani şimdi bilimsel olarak düşünelim. Dünyada hiç kedi olmasaydı, neler olurdu?

Herhangi birine sorsanız, kedi için ”bütün gün uyuyorlar” der. Oysa kediler, ekosistemin çok önemli bir parçası. Onlar olmasaydı, dünya fare ve sıçanların istilasına uğrardı. Kediler, dünyanın en başarılı 6. av hayvanı sayılıyor. Kediler, avlarının %32’sini öldürürken, kaplanlar sadece %5’ini öldürüyor.

1979’da Yeni Zelanda’da yapılan bir deneyde, kedilerin küçük bir adadan yok edilmesi sonucunda yerel sıçan popülasyonunun hızla dört katına çıktığı anlaşılmış.

Sadece bir çift farenin 2.000’den fazla yavru üretebildiği de düşünülünce, fare ve sıçanların dünyaya verecekleri zararların neler olduğuna bir bakalım.

  • Fare ve sıçanlar 35’den fazla hastalık yayar. Bu hastalıklardan en çok bilinenleri buradan detaylı olarak okuyabilirsiniz. Tarihteki en büyük salgına sebep olan veba, sadece 4 yıl içinde 25 milyon ölüme sebep olmuştur.
  • Fareler, ısırıkları ile hastalığa sebep olabildikleri gibi aynı zamanda dışkıları ile soluduğumuz havayı zehirleyebilir ve ciğerlerimizin sıvıyla dolmasına, bu şekilde hızla ölmememize sebep olabilir.
  • Fareler, taşıdıkları parazitler aracılığıyla pek çok hastalığa sebep olur. Enfekte olmuş bir kemirgenle beslenen pire ve keneler insanlar arasında hastalık yayılmasına sebep olabilir.
  • Canlı ya da ölü kemirgenlerle temas edilmesi halinde; tükürük, idrar ve dışkı ile hastalık yayabilir.
  • Fareler, tahıl depolarına saldırarak kıtlığa sebep olabilir.
  • Fareler, bazı kuş türlerinin ortadan kalkmasına sebep olabilir.
  • Sıçanlar, sürüngenlerin yok olmasına sebep olabilir.
  • Yabani kemirgenler, kabloları ve eşyaları kemirerek maddi hasarlara sebep olabilir.
  • Farelerin, diş uzunluklarını korumak için çiğneme ihtiyaçları vardır. Bu da onların alçıpan, kauçuk, plastik borular, yalıtım, alüminyum ve potansiyel olarak teller veya gaz hatlarını çiğnemelerine neden olur. Kemirgenler telleri çiğneyerek yangın ve gaz sızıntısına sebep olurlar. Ayrıca gaz sızıntısı kaynaklı karbon monoksit zehirlenmesi ihtimali de artar.
  • Fareler çok aç kalırsa insanların kıkırdaklı yapılarını da yiyebilir. Farelerin ağızlarında, ısırdıkları yeri uyuşturmaya ve acı hissini engellemeye yarayan bir salgı bulunur.
  • Farelerin canlı ya da ölü olarak su kanallarında olması da ciddi sağlık sorunlarına sebep olur.

Kedilerin ilk ne zaman ve nerede ortaya çıktığı, ne zaman evcilleştiğine dair farklı teoriler bulunuyor. Ancak 2007’de yapılan genetik bir çalışma, evcil kedilerin MÖ 8000’de, Orta Doğu’da, Afrika yaban kedisi (Felis silvestris lybica) soyundan türediğini ortaya çıkardı. O zamandan beri de kediler ve insanlar hep birlikte yaşamışlar.

Evde baktığımız kediler ve çöplerimizi karıştıran sokak kedileri gerçekten de sandığımız kadar bize muhtaç mı? Purdue Üniversitesi İnsan-Hayvan Bağları Merkezi Direktörü ve  Veterinerlik Profesörü olan Alan Beck “Onlar küçük hayvanların önemli bir avcısıdır ve av bol olduğunda yüksek yoğunlukta gelişirken, av az olduğunda neredeyse yalnız hayvanlar olarak hayatta kalabilirler” diyor.

Aslında onların bize ihtiyacı olduğundan daha çok bizim onlara ihtiyacımız var gibi görünüyor. Öyle ki; evcil hayvanların hem yetişkinler hem de çocuklar için sayısız faydası bulunduğu bir sır değil. Avustralyalı araştırmacılar yaşlı yetişkinlerle ilgili yaptıkları bir araştırmada çok çarpıcı bir sonuca daha ulaşmışlar. Evcil hayvanlar, bazı insanları intihardan da koruyormuş. Araştırmacılar; yaşları 60 ile 83 arasında değişen 35 kişiyle görüşmüşler ve araştırmaya katılan 12 kişi evcil hayvanlarının onlara yaşamak için bir neden verdiğini söylemiş. Katılımcılar, bir hayvana bakmanın; fiziksel yalnızlıklarını önlediğini, onlar tarafından tanındıklarını hissettiklerini ve onlar sayesinde bir amaç duygusuna sahip olduklarını söylemişler.

Şu anda dünyadaki toplam kedi sayısı ile ilgili bazı tahminler var. Ama bu tahminler 220 binle 600 bin gibi bir aralığa sahip. Zaten ev kedilerinin sayısı tespit edilse bile -ki o bile çok zor- doğadaki ve sokaklardaki kedi sayısını bilmek imkansıza yakın bir şey. Öğrendiğimiz bunca şeyden sonra sanırım sadece varlıkları için bile kedilere minnettar olmamız gerekiyor.